Beyin Kanaması İçin Hangi Doktora Gidilir? Geleceğe Dair Sağlık Vizyonu ve Toplumsal Düşünceler Beyin… İnsan bedeninin en karmaşık, en değerli ve en gizemli organı. Onunla düşlüyor, hissediyor, plan yapıyor ve hayatta kalıyoruz. Ama bazen bu mucizevi organ, sessizce yardım çağrısı yapar: beyin kanaması gibi hayati bir durumla. “Hangi doktora gitmeliyim?” sorusu burada sadece bir yönlendirme değil; aynı zamanda insanlığın sağlık, teknoloji ve toplumsal farkındalık yolculuğuna dair büyük bir tartışmanın da kapısını aralar. Hadi birlikte bu konuyu hem bugünün gerçekleri hem de yarının vizyonu üzerinden konuşalım. — Beyin Kanaması Nedir? Vücudun En Kritik Alarm Sinyali Hayati Bir Durumun Kısa Tanımı Beyin…
Yorum BırakGünlük Esintiler Yazılar
Konya’nın Kuzeyinde Hangi İl Var? Kültürlerin Kesiştiği Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak her zaman şu soruyla başlarım: “Bir mekânı anlamak, orada yaşayan insanları mı, yoksa o insanların anlam verdiği dünyayı mı çözümlemektir?” Kültürler, tıpkı haritalar gibi katmanlıdır; her katman bir hikâye, bir ritüel, bir kimlik taşır. Bu yazıda, Konya’nın kuzeyinde hangi il var? sorusunu yalnızca coğrafi bir merak olarak değil, insanın anlam yaratma sürecini yansıtan bir kültürel yolculuk olarak ele alacağım. Konya’nın kuzeyinde yer alan Aksaray, yüzeyde bir komşu il gibi görünse de, derinlemesine bakıldığında Anadolu’nun kadim kimliklerinin bir yansımasıdır. Aksaray, Selçuklu mirasının izlerini taşırken, aynı zamanda Orta Anadolu’nun…
Yorum Bırakİrade-i Milliye Nerede Çıktı? Tarih sayfalarında kimi gazeteler vardır ki, yalnızca haber aktarmakla kalmaz; bir milletin ruhunu, direnişini ve umudunu yansıtır. İşte İrade-i Milliye Gazetesi, tam da böyle bir dönemde doğdu. Milli Mücadele’nin en çalkantılı günlerinde ortaya çıkan bu gazete, Anadolu’nun sesini duyurmak, halkı bilinçlendirmek ve bağımsızlık için verilen mücadelenin kalemi olmak amacıyla yayın hayatına başladı. Peki, bu önemli gazete nerede çıktı? Milli Mücadele’nin Kalbi: Sivas İrade-i Milliye, 1919 yılının Eylül ayında Sivas’ta yayınlanmaya başladı. Sivas Kongresi’nin ardından alınan kararlar doğrultusunda, Anadolu’nun ve özellikle de Mustafa Kemal Paşa’nın sesini halka duyuracak bir basın organına ihtiyaç vardı. İstanbul’daki gazeteler işgal güçlerinin…
Yorum BırakHızar Motoru Kaç CC? Ekonomik Bir Bakış Giriş: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi, sınırlı kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlar arasında denge kurmaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu dengeyi sağlamak için insanlar ve topluluklar, kararlar alır, seçenekler arasında tercihlerde bulunur. Hızar motorunun kaç CC olduğuna dair soruya yaklaşırken de benzer bir mantık izleyebiliriz. Görünüşte basit olan bu soru, aslında bir motorun teknik özelliklerini, piyasadaki talebi, tüketicilerin ihtiyaçlarını ve ekonomik dengeyi etkileyecek daha geniş bir düşünsel çerçeveye taşır. Motorların, özellikle de motosiklet motorlarının her bir CC (santimetreküp) değeri, sadece mühendislik tercihlerine bağlı değil; aynı zamanda ekonomik kararlar, piyasa dinamikleri ve toplumsal refahın da…
Yorum BırakZiya Paşa Harabat’ı Neden Yazdı? Bilimsel Bir Mercekle Edebiyatın Derinlerine Yolculuk Bir sabah kahvemi yudumlarken aklıma şu soru geldi: “Ziya Paşa neden Harabat’ı yazdı?” Sadece bir şiir antolojisi değil, dönemin entelektüel panoramasını, kültürel çatışmalarını ve zihinsel dönüşümünü yansıtan bir eserdi bu. Bir bilim insanı titizliğiyle değil, ama aynı merakla yaklaşmak istedim bu konuya. Çünkü edebiyat da bir tür laboratuvardır — duyguların, fikirlerin ve çağın kimyasını inceler. Harabat Nedir? Ziya Paşa’nın Edebiyat Laboratuvarı Önce temel veriyi koyalım: Harabat, Ziya Paşa tarafından 1874 yılında yayımlanan, üç ciltten oluşan bir şiir antolojisidir. Yani Paşa, geçmişin büyük şairlerini bir araya getirmiş, eserlerinden seçkiler hazırlamıştır.…
Yorum BırakHacamat Yapıldıktan Sonra Neler Yapılmaz? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden Felsefi Bir İnceleme Felsefe, insanın dünyayı, kendisini ve bedenini anlamaya yönelik en derin soruları sormasına imkan tanır. Bu sorular, bazen fiziksel dünyamızla, bazen de ruhsal ve etik boyutlarla ilgilidir. Hacamat, bedenin bir tür arınma ve şifa sürecidir; ancak bu sürecin ardından yapılması gerekenler, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik düzeylerde de sorgulanması gereken önemli bir konudur. Hacamat yapıldıktan sonra neler yapılmaz? Bu soruyu felsefi bir bakış açısıyla incelemek, hem bedenin doğasına hem de insanların bu süreçle nasıl ilişki kurduklarına dair önemli çıkarımlar yapmamıza yardımcı olacaktır. Etik Perspektif:…
Yorum BırakSadece Hapşırma ve Burun Akıntısı Nedir? Küresel ve Yerel Bir Bakış Küçük bir hapşırık ya da hafif bir burun akıntısı… Basit, sıradan, hatta önemsiz görünebilir. Ama ben, gündelik şeylerin bile büyük hikâyeleri olduğuna inanırım. “Sadece hapşırma ve burun akıntısı” dediğimizde bile, bu küçük bedensel tepkilerin ardında koca bir dünya saklı. Bugün bu konuyu hem küresel hem yerel gözle ele almak istiyorum. Çünkü bir toplumun hapşırmaya bakışı bile onun yaşam biçimini, inançlarını ve değerlerini anlatır. Küresel Perspektif: Hapşırmak Evrensel Bir Refleks, Farklı Bir Kültür Dili Hapşırmak biyolojik olarak evrenseldir. Hangi ülkeye giderseniz gidin, vücut aynı şekilde tepki verir: burun mukozası uyarılır,…
Yorum BırakNakliyeciler Kaç Para Alıyor? Bugünün Gerçeği, Yarının Olasılıkları Merhaba dostlar! Bu soruya yanıt ararken yalnızca “rakam” peşine düşmek yetmiyor. Nakliyecilik dediğimiz dünya; direksiyon başındaki şoförden yükleme-boşaltma yapan ekibe, evden eve taşımacılıktan parsiyel/komple yüke, bireysel esnaftan kurumsal lojistiğe uzanan kocaman bir ekosistem. Gelin, kökenine inelim, bugünü okuyalım, yarının hangi ihtimalleri barındırdığına birlikte bakalım. Siz de tecrübelerinizi ve rakamlarınızı yorumlarda paylaşın ki bu yazı yaşayan bir rehbere dönüşsün. “Kaç para alıyorlar?” sorusunun kökeni Türkiye’de nakliyecilik uzun yıllar esnaf kültürüyle yürüdü: yevmiye, sefer başı, ton-kilometre hesabı ve “aracın kendi ekmeğini çıkarması” fikri. Şehirleşme, e-ticaret ve otomotivdeki teknolojik sıçrama ile birlikte maaşlı istihdam arttı,…
Yorum BırakGümrük süreçleri, uluslararası ticaretin temel yapı taşlarından biridir. Bu süreçler, malların bir ülkeden diğerine yasal ve düzenli bir şekilde geçişini sağlamak amacıyla belirli adımlar ve prosedürler içerir. Gümrük işlemleri, tarihsel gelişim, günümüz uygulamaları ve dijitalleşme ile şekillenmiştir. Gümrük süreçlerinin tarihsel kökenleri, antik çağlara kadar uzanır. Eski Mısır’da (M.Ö. 3500-2200) ithalat ve ihracattan alınan gümrük vergileri bilinmektedir. Türklerde ise Göktürkler döneminde (M.S. 552-630) “tamga” adı verilen gümrük vergisi uygulanmıştır. Selçuklular döneminde ise “gümrük” kelimesi ilk kez kullanılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise gümrük, hem vergi hem de idari birimler anlamında kullanılmıştır. Tanzimat Fermanı’ndan önce iç ve dış ticarette alınan vergiler, şer’i ve örfi…
Yorum BırakGutta Percha Ağacı Nedir? Felsefi Bir Düşünce Yolculuğu Bir filozofun gözünden dünya, yalnızca görünen şeylerin toplamı değildir; o, anlamın sessizce kök saldığı bir düşünce ormanıdır. “Gutta Percha ağacı nedir?” sorusu da ilk bakışta botanik bir merak gibi görünür. Oysa bu ağaç, doğanın varlık düzeniyle insanın bilgi, etik ve anlam arayışını birleştiren derin bir metafordur. Bu yazıda, Gutta Percha ağacını yalnızca fiziksel bir varlık olarak değil, aynı zamanda felsefi bir simge olarak ele alacağız: bir bilginin kaynağı, bir eylemin rehberi ve bir varoluşun aynası olarak. Ontolojik Perspektif: Varlığın Sessiz Kökleri Ontoloji, “var olan nedir?” sorusunun felsefi alanıdır. Gutta Percha ağacı —…
Yorum Bırak