Heceler Neye Göre Ayrılır? Dilin Ritmini Çözmenin Sırları Bazı konular vardır ki okulda öğrenirken sıradan görünür ama aslında dilin yapısını anlamak için büyük bir kapı açar. “Heceler neye göre ayrılır?” sorusu da onlardan biri. İlk bakışta sadece harflerin birleşimi gibi görünse de, hecelerin düzeni kelimelerin melodisini, anlamın akışını ve hatta konuşmanın doğallığını şekillendirir. Gelin, bu konuyu yalnızca teknik bir kural gibi değil, gerçek dünyadan örneklerle, hikâyelerle ve verilerle zenginleştirerek keşfedelim. Hecenin Temeli: Sesli Harf ve Akış En temel tanımıyla hece, bir solukta söylenen ses grubudur ve içinde mutlaka bir sesli harf (a, e, ı, i, o, ö, u, ü) bulunur.…
Yorum BırakGünlük Esintiler Yazılar
Gözenek Hangi Cilt Tipinde Olur? Bir Edebiyatçının Derinliklerinden Cilt, yalnızca bir yüzey değildir; bedenin hikâyesidir. Her gözenek, her çizgi, yaşamın kaleminden dökülen birer dizedir aslında. Edebiyat, kelimelerle insanın iç dünyasına nasıl sızıyorsa, gözenekler de bedenin dışına açılan küçük pencereler gibidir. Onlardan ruhun sıcaklığı, zamanın izleri sızar. Bu yüzden, “gözenek hangi cilt tipinde olur?” sorusu yalnızca dermatolojik bir merak değil, aynı zamanda bir anlatının metaforudur. Gözeneklerin Edebi Bir Yüzü: Derinin Dili Her romanda bir kahraman vardır, her ciltte bir anlatı. Gözenek, bu anlatının nefes alan noktasıdır. Dostoyevski’nin kahramanlarının iç sıkıntısı nasıl ki yüzlerine vuruyorsa, insanın duyguları da kimi zaman cildinde yankılanır.…
Yorum BırakBir Şirketin Piyasa Değeri Nasıl Hesaplanır? – Bir Hikâyenin İçinde Ekonominin Kalbine Yolculuk Bazen bir konuyu anlamanın en güzel yolu, onu bir hikâyenin içinde yaşamaktır. O yüzden bugün sana sadece rakamlardan ve formüllerden değil, insanlardan, bakış açılarından ve kararların ardındaki duygulardan söz edeceğim. Çünkü bir şirketin piyasa değeri yalnızca bir matematik hesabı değildir; bir vizyonun, bir inancın ve bir yolculuğun toplamıdır. İki Zıt Dünya: Strateji ve Empati Mert, analitik zekâsıyla tanınan bir finans uzmanıydı. Hayatında her şey rakamlara, oranlara ve stratejilere bağlıydı. Onun için dünyayı anlamanın yolu excel tablolarından geçerdi. Elif ise tamamen farklıydı. İnsan ilişkilerinde güçlü, duyguları okuyabilen, empatik…
Yorum BırakGreyfurt Hangi Organa İyi Gelir? Gücün ve Sağlığın Siyasal Anatomisi Bir siyaset bilimci olarak beden ile toplum arasında derin bir benzerlik kurarım. Bedenin organları nasıl birlikte çalışarak yaşamı sürdürüyorsa, bir toplumun kurumları da aynı şekilde düzenin devamını sağlar. Bu bağlamda, greyfurt sadece bir meyve değil; gücün, direncin ve ideolojik yapının bedendeki karşılığıdır. Greyfurtun hangi organa iyi geldiğini araştırmak, aslında hangi kurumun toplumun hangi “organına” denk geldiğini çözümlemektir. İktidarın Bedeni: Greyfurt ve Devletin Kalbi Greyfurtun en çok karaciğere iyi geldiği bilinir. Karaciğer, vücudun toksinleri temizleyen, sistemin devamını sağlayan organdır. Tıpkı bir devlette bürokrasinin ya da hukuk kurumlarının yozlaşmış öğeleri arındırma görevini…
Yorum BırakGres Yağı Ne İşe Yarar? Maddeden Zihne Uzanan Felsefi Bir Yolculuk Bir Filozofun Bakışıyla Başlangıç Bir filozofun gözünde en sıradan nesne bile, varlıkla anlam arasındaki derin bağı görünür kılar. “Gres yağı ne işe yarar?” sorusu da, yüzeyde teknik bir merak gibi görünse de, aslında insanın dünyayı düzenleme, sürtünmeyi dengeleme ve hareketi sürdürme çabasını sembolize eder. Gres yalnızca metallerin arasında değil, varlığın dişlileri arasında da dolaşır. Her şeyin birbirine değdiği o ince sınırda, sürtünmeden doğan ısıyı yönetir; tıpkı insanın kendi düşünceleriyle, tutkularıyla ve ahlaki çatışmalarıyla baş etme biçimi gibi. Etik Perspektif: Gresin Ahlakı Etik, insan davranışlarının “doğru” ya da “yanlış” oluşuna…
Yorum BırakGramer Neden Önemli? Dilin, Toplumun ve Kimliğin Sosyolojik Dili Toplumların ve bireylerin birbirleriyle kurduğu karmaşık ilişkiler ağını anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, dilin yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda bir güç, kimlik ve düzen unsuru olduğunu her zaman gözlemlerim. Bu bağlamda gramer, yalnızca dilin teknik yapısı değil; toplumun kendini nasıl kurduğunun, hangi ilişkileri sürdürebildiğinin ve hatta kimin söz hakkına sahip olduğunun bir aynasıdır. Gramerin önemi, bireysel konuşma doğruluğundan çok, toplumsal düzenin sürekliliğine kadar uzanır. Gramer ve Toplumsal Düzenin Görünmeyen İskeleti Dil, toplumsal yaşamın temelidir. Her toplum, dil aracılığıyla hem kendini hem de diğerlerini tanımlar. Gramer ise bu dilin düzenini ve…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Bilimsel Merakın İzinde Eğitim, yalnızca bilgi aktarmanın değil, bireyin düşünme biçimini dönüştürmenin sanatıdır. Bir öğretmen olarak, her öğrencinin içindeki merak kıvılcımını fark ettiğimde, öğrenmenin ne kadar güçlü bir yolculuk olduğunu yeniden hatırlarım. Öğrenme, dünyayı anlamlandırma sürecidir; tıpkı gökyüzüne bakarken evrenin derinliklerini anlamaya çalışan bir gökbilimcinin sabırlı gözlemi gibi. Bugün, hem bilimsel keşifleri hem de öğrenmenin doğasını birleştiren büyüleyici bir soruya yakından bakalım: Dünyanın en büyük gözlemevi nerededir? Dünyanın En Büyük Gözlemevi: Şili’deki Atacama Çölü’nde Bir Pencere Dünyanın en büyük gözlemevi, Şili’nin Atacama Çölü’nde yer alan ALMA (Atacama Large Millimeter/submillimeter Array) Gözlemevi’dir. 5000 metre rakımdaki Chajnantor Platosu’nda…
Yorum BırakEski Türkçede “Kama” Ne Demek? – Bir Sevdanın, Bir Sözün Hikâyesi Bir akşamüstüydü… Pencerenin önünde otururken elimde eski bir sözlük, sayfaların arasında sararmış bir kelimeye takıldım: “Kama.” Basit görünüyordu, kısa, keskin, ama içinde bir çağın sesini taşıyordu. O an içimde bir hikâye doğdu. Belki de kelimeler, en çok kalbe dokunduklarında yaşlanmazlar diye düşündüm. Bugün sana, hem bir kelimenin anlamını hem de onun yüreğimizde bıraktığı izleri anlatmak istiyorum. Bir Kelimenin Gölgesinde: Kama Eski Türkçede “kama”, “bıçak, hançer” anlamına gelir. Ama sadece kesici bir alet değildir bu kelime. Savaş meydanlarında cesaretin, halk dilinde onurun, gönül yarasında ise sevdanın sessiz acısının simgesidir. “Kama…
Yorum BırakArka Görünüş Ne Demek? Öğrenmenin Derin Katmanlarına Pedagojik Bir Bakış Eğitimci olarak her zaman şuna inanmışımdır: Öğrenme, yalnızca bilgiyi edinme süreci değil; aynı zamanda kendini, geçmişini ve düşüncelerini yeniden görme yolculuğudur. İnsan, öğrendikçe değişir; bazen ilerler, bazen geri döner ama her defasında kendine yeni bir yön çizer. Bu noktada “Arka görünüş ne demek?” sorusu yalnızca teknik bir tanım olmaktan çıkar; öğrenmenin, farkındalığın ve geriye dönük düşünmenin pedagojik bir metaforuna dönüşür. Arka görünüş, bir nesnenin veya yapının dikey iz düşüm düzlemi üzerine arkadan bakılarak çizilen hâlidir. Ancak bu kavramı eğitimsel bir mercekten ele aldığımızda, karşımıza bambaşka bir anlam çıkar: geçmişe bakarak…
Yorum BırakBelediye Kamulaştırma Yapar mı? Farklı Yaklaşımların Karşılaşması Bir konuyu her defasında farklı açılardan tartmayı seviyorum. “Belediye kamulaştırma yapar mı?” sorusu da tam böyle: Kâğıt üzerinde teknik; hayatın içinde ise epey insani. Gelin, veriye meraklı gözlerle ve toplumsal etkiyi dert eden bir kalple birlikte düşünelim; sorular soralım, tartışalım. Kısa Cevap: Evet, Ama… Belediyeler, kamu yararı için gerekli olduğunda kamulaştırma yapabilir. Bu tipik olarak bir yol açılması, park–yeşil alan oluşturulması, altyapı (su, kanalizasyon, enerji) yatırımları veya afet riski taşıyan alanların dönüştürülmesi gibi amaçlarla gündeme gelir. Süreçte ana halkalar şunlardır: Kamu yararı kararı ve planlarla uyum Bedelin tespiti (uzlaşma arayışı ve gerekirse yargısal…
Yorum Bırak