Belediye Kamulaştırma Yapar mı? Farklı Yaklaşımların Karşılaşması
Bir konuyu her defasında farklı açılardan tartmayı seviyorum. “Belediye kamulaştırma yapar mı?” sorusu da tam böyle: Kâğıt üzerinde teknik; hayatın içinde ise epey insani. Gelin, veriye meraklı gözlerle ve toplumsal etkiyi dert eden bir kalple birlikte düşünelim; sorular soralım, tartışalım.
Kısa Cevap: Evet, Ama…
Belediyeler, kamu yararı için gerekli olduğunda kamulaştırma yapabilir. Bu tipik olarak bir yol açılması, park–yeşil alan oluşturulması, altyapı (su, kanalizasyon, enerji) yatırımları veya afet riski taşıyan alanların dönüştürülmesi gibi amaçlarla gündeme gelir. Süreçte ana halkalar şunlardır:
Kamu yararı kararı ve planlarla uyum
Bedelin tespiti (uzlaşma arayışı ve gerekirse yargısal tespit)
Mülkiyetin devri ve hak sahiplerinin korunmasına ilişkin güvenceler
Yargı denetimi ve şeffaflık
Bu çerçeve, hem kentlerin nefes alması hem de mülkiyet hakkının korunması arasında denge arar.
İki Mercek: Veri-Merkezci ve İnsan-Merkezli Okuma
Aşağıda iki farklı merceği karşılaştırıyorum. Bu mercekler kimi zaman toplumsal tartışmada “erkeksi” ve “kadınsı” diye klişeleştirilse de, yaklaşımlar cinsiyetten bağımsızdır; herkes veriye de insana da aynı anda odaklanabilir. Amacımız, iki lensi birlikte kullanarak daha bütüncül bir fikir yürütmek.
Veri-Merkezci Mercek: Objektif, Sayılara Dayalı
Fayda–maliyet analizi: Trafik sıkışıklığındaki azalma, karbon emisyonundaki düşüş, kamusal alana erişimdeki artış gibi ölçülebilir çıktılar üzerinden konuşur.
Mekânsal veriler: Ulaşım akımları, nüfus yoğunluğu, hizmet erişimi haritaları… Kamulaştırma kararı bu verilerle “nerede en çok kamu yararı üretiriz?” sorusuna bağlanır.
Bütçe ve zaman: Projenin toplam maliyeti, finansman yapısı ve tamamlanma süresi. “Aynı hedefe kamulaştırmasız ulaşılabilir mi?” sorusu burada kritik bir kontrol listesi maddesidir.
Risk yönetimi: Hukuki itiraz olasılığı, gecikme maliyeti ve proje bütünlüğüne etkisi gibi parametreleri hesaplar.
İnsan-Merkezli Mercek: Duygusal, Toplumsal Etki Odaklı
Yerinden edilme ve aidiyet: Bir sokağın hafızası, komşuluk ilişkileri, gündelik güzergâhlar… “Haritada küçük bir çizik, hayatlarda büyük bir dönüşüm” gerçeğini görünür kılar.
Adalet ve katılım: Kararların kimlerle, ne kadar erken ve nasıl konuşulduğu; müzakere süreçlerinin kapsayıcılığı.
Kırılgan gruplar: Yaşlılar, engelliler, düşük gelirli haneler üzerindeki etkilerin ayrıştırılmış biçimde değerlendirilmesi.
Telafi ve destek: Sadece bedel değil; taşınma desteği, kentsel uyum programları, geçim kaynaklarının sürekliliği gibi sosyal paketler.
Kesişim kümesi: En iyi kararların, veriye dayalı sağlam gerekçe ile insani hassasiyetin birlikte ele alınmasıyla çıktığını tecrübe ediyoruz.
Uygulamada Ayrım Noktaları
1) “Zorunluluk Eşiği” Nasıl Tanımlanır?
Bir belediye, “kamulaştırma olmadan kamu yararına ulaşamıyoruz” noktasına geldiğinde dosya olgunlaşır. Alternatif güzergâhlar, kentsel tasarım çözümleri, kamusal–özel ortak modelleri ciddi biçimde test edilmelidir.
2) Bedel Yalnızca Para mıdır?
Piyasa rayici bir eşik olsa da, etkiyi sadece rakamla sınırlamak çoğu zaman eksik kalır. Sosyal etki şeffafça raporlanmalı; gerekiyorsa taşınma desteği, geçim telafisi, mikro-kredi, yeniden yerleştirme gibi araçlar devreye alınmalıdır.
3) Şeffaflık ve Takip
Kararın gerekçesi, veri setleri, takvim ve bütçe kamuya açık olduğunda, itirazlar daha yapıcı bir zemine taşınır. Dijital panolarla “proje nerede, sırada ne var?” sorularına anlık cevap üretmek güveni artırır.
Geleceğe Bakış: Beş Senaryo
1. Akıllı Haritalar ve Dijital Katılım
Açık veri panoları, etkileşimli haritalar ve çevrimiçi anketlerle, mahallelinin tercihleri erken safhada toplanacak. Yapay zekâ, güzergâh alternatiflerini saniyeler içinde kıyaslayacak.
2. Sosyal Etki Skoru
Tıpkı enerji verimliliği etiketleri gibi, projeler “sosyal etki skoru” ile değerlendirilecek. Düşük skorlu öneriler revizyona geri gönderilecek.
3. “Kamulaştırmasız” Tasarım
Geçirgen zemin, kademeli yol genişletmesi, çok amaçlı kamusal alanlar gibi esnek çözümler, mümkün olan her yerde kamulaştırma ihtiyacını azaltacak.
4. Yeşil Dönüşümün Hızlandırıcısı
Dere yataklarının rehabilitasyonu, mikro-park ağları, bisiklet omurgaları… İklim uyum projeleri, kamulaştırmanın motivasyon setini dönüştürecek.
5. Yerel Uzlaşma Platformları
Arabuluculuk kültürü ve mahalle meclisleri güçlenecek. “Uzlaşma kutusu” mantığıyla, bedel dışı ihtiyaçlar (taşınma tarihi, yeni dükkân konumu, okul yakınlığı) pazarlık masasına gelecek.
Tartışmayı Başlatan Sorular
Ölçülebilir fayda ile ölçülemeyen aidiyet duygusu çakıştığında, hangi teraziyi kullanmalıyız?
Bir projede kamulaştırma son çare ilkesine gerçekten uyulduğunu nasıl teyit ederiz?
Sosyal etki skoru düşük ama altyapı faydası çok yüksek bir projeyi revize etmek mi, durdurmak mı daha doğru?
Belediyenizde verileri ve hikâyeleri bir araya getiren şeffaf bir pano olsa, kararların meşruiyeti sizce nasıl etkilenirdi?
SSS: Kısa Kısa
Belediye hangi hallerde kamulaştırma yapar?
Kamu hizmeti/yararı için zorunluluk ortaya çıktığında; planlarla uyumlu ve alternatiflerin tüketildiği durumlarda.
Bedel nasıl belirlenir?
Öncelik uzlaşmadır; olmazsa, objektif kıstaslar ve yargısal denetim devreye girer. Bedel tek başına yeterli olmayabilir; sosyal telafi araçları önemlidir.
Kamulaştırmanın alternatifi var mı?
Evet: Güzergâh değişikliği, imar–tasarım revizyonu, kamusal–özel ortaklığı, geçici kullanım anlaşmaları gibi seçenekler değerlendirilebilir.
Sonuç: Dengeli Bir Pusula
“Belediye kamulaştırma yapar mı?” sorusunun cevabı evet; ama asıl mesele nasıl yaptığıdır. Veri-merkezci titizlik, insan-merkezli duyarlılık ve şeffaf katılım bir araya geldiğinde, kamulaştırma kentleri yaralayan değil, iyileştiren bir araca dönüşebilir. Gelin, hem sayıların hem hikâyelerin peşinden gidelim; kararların kalbinde kamu yararı ile insan onurunu birlikte tutalım.